Elektrikli araçlara (EV) geçiş, küresel ölçekte iklim hedefleri, enerji verimliliği ve fosil yakıtlardan azaltılmış bağımlılık açısından stratejik bir dönüşüm. Ancak bu dönüşümün sorunsuz işlemesi için sadece araçların yaygınlaşması değil, güvenilir, erişilebilir ve yüksek kapasiteli bir şarj altyapısı şart. Türkiye’de de son yıllarda bu alanda önemli adımlar atılıyor. Ancak ilerleme hızına, bölgesel dengesizliklere ve teknik/yasal engellere dikkatle bakmak gerekiyor.
Bu yazıda önce mevcut durumu ele alacağım; ardından karşılaşılan zorlukları irdeleyeceğiz, son olarak da bu zorlukları fırsatlara dönüştürebilecek strateji ve öneriler sunacağız.
Bu veriler, altyapının sayısal olarak büyüdüğünü gösteriyor. Ancak “yeterli mi?” sorusu bölgesel dağılım, kapasite ve performans açısından hâlâ geçerli.
Mevcut büyüme umut verici; ancak aşağıdaki başlıcalar, altyapının sürdürülebilir ve dengeli gelişimini zorlayabilecek unsurlardır:
Sonuç olarak, Türkiye’nin elektrikli araç şarj altyapısı hem kamu hem özel sektör iş birliğiyle hızla gelişiyor. Ancak sürdürülebilirlik, bölgesel denge ve teknoloji entegrasyonu konularında planlı adımlar atmak, bu dönüşümün kalıcı başarısı için kritik önem taşıyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.
Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.